Tarikat ve cemaatlerin varlığı suçtur!

 

Bundan 91 yıl önce bugün tekke ve zaviyeleri kapatan Cumhuriyet yasası yürürlüğe girdi.

 

30 Kasım 1925 tarihli yasayla tekke ve zaviyeler kapatıldı; tüm tarikatlarla birlikte şeyhlik, dervişlik, müritlik, gibi unvan ve sıfatların kullanılması, bunlara ait hizmetlerin yapılması ve bu unvanlarla ilgili giysilerin giyilmesi de yasaklandı.

 

Toplumsal alandaki safsata ve hurafeleri kafalardan çıkararak gelişkin, özgür ve aydınlanmacı düşüncenin önünü açmak bir zorunluluktur. İnsanı kuldan yurttaşa dönüştürme; çağdaş, özgür, bilimsel, laik yaşam için gerekli koşulları sağlama gibi konularda Cumhuriyetin laiklikle ilgili düzenlemeleri ihmal edilemez önemdedir.

 

Düşülen nokta ise geridedir. Tarikat ve cemaatler, yuvaları olan tekke ve zaviyelerin kapatılmasına karşın bugün de hukuksuz olarak varlıklarını sürdürüyor. Siyasi iktidarsa kendisini tarikat ve cemaatler üzerinden örgütlüyor. Bu yapılanmalara büyük ekonomik kazançlar sağlanıyor, yönetsel karar mekanizmalarında önemli alanlar açılıyor, eğitim, sağlık, kolluk kuvvetleri ve hatta yargının tarikatların eline geçmesine izin veriliyor. Siyasi iktidarın tarikat ve cemaatlerle olan iç içeliği aynı zamanda toplumsal yaşamı da bu yönde dönüştürüyor. Başta eğitim olmak üzere iş yaşamı, görsel ve yazılı medya ile kültürel alanlar dinselleşiyor, bilim ve akıldan uzaklaşılıyor, toplum karanlık bir cendere içine sokulmak isteniyor. Bu durumdan en büyük kazancı da egemenliğini ve sömürü düzenini sürdürmek isteyen sermaye sınıfı sağlıyor. Her kriz döneminde dinsellik ön plana çıkarılıp, ele geçirilen köşebaşlarının yardımıyla insanlar kaderciliğe, sessizliğe, boyun eğmeye yönlendiriliyor.

 

Bu şekilde yozlaşmış ve kokuşmuş düzenin sürdürülmesi amaçlanıyor.

 

Laik bir cumhuriyette, kamusal ve siyasal alanda dinselliğin ve din kurallarının yeri olamaz! Devlet din kurallarıyla yönetilemez! Dini hassasiyetler ardına sığınılarak kadın ve çocuklar istismar edilemez!

 

​Tarikat ve cemaatlerin varlığı ve faaliyetleri, yürürlükteki Anayasa’ya ve yasalara göre suçtur. Laik cumhuriyet ilkelerini yok sayarak, tarikat ve cemaatlere hukuksuz zemin hazırlayan siyasi iktidar da, hukuksuzluğa karşı gereğini yerine getirmeyerek “fiili durum” yaratmaya katkıda bulunanlar da bu suça ortaktır.

 

​Adil ve insana yakışır olan, tüm tarikat ve cemaatlerin dağıtılmasıdır.